Sebzelerin Faydaları
Ispanak
Demir yönünden zengin, koyu yeşil yapraklı ve güzel tadı olan ıspanak, diğer yapraklı sebzelere nazaran daha çok protein içeriyor. Salatada yenilen çiğ ıspanak, harika bir lif kaynağı. Ispanak suyu, bol C vitamini ile soğuk algınlıklarına karşı dayanıklılık veriyor ve hemoroid rahatsızlığına iyi geliyor. Ispanak, provitamin A, C vitaminleri, demir ve çeşitli enzimlerce çok zengin olup, bu maddeler, insanda bol kan yapıyor. Ispanak ayrıca, kemiklerin ve dişlerin sağlamlığını temin ediyor. Ispanak suyu, kalp adalelerini de kuvvetlendiriyor. Özel enzimi ile pekliği giderip bağırsak zehirlenmesini önlüyor. Kalp rahatsızlığı olanlara, haftada 1-2 fincan taze sıkılmış ıspanak suyu içmeleri öneriliyor. Uzmanlar, ıspanağın, karaciğeri, lenf bezlerini, kan dolaşımını uyardığını belirterek, hamilelere, kanlı-canlı bir bebeğe sahip olmaları için bol ıspanak yemelerini tavsiye ediyor.
Fasulye
Taze fasulyenin, vücudun çalışmasını, gelişmesini ve tamirini sağladığını vurgulayan uzmanlar, genç-ihtiyar herkese tavsiye ediyor. Taze fasulyenin, pankreas bezesini, böbrekleri, karaciğeri ve kalbi kuvvetlendirdiğini, albümin ve şekerde de çok fayda verdiğini bildiriyor.
Bezelye
Kansızlığı gideren ve pekliği geçiren taze bezelyenin, kan kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu ifade eden uzmanlar, gıda değeri ve insana zarar vermeme bakımından fasulyeden daha üstün olduğunu savunuyor.
Sivri Biber
Biberlerde, bol beta karoten, C, P ve K vitaminleriyle bazı alkoloidler bulunduğunu kaydederek, bunların, mideyi kuvvetlendirdiğini, iştah açtığını ve mide tembelliğini giderdiğini söylüyor. Özellikle acı biberin, erkeklerde cinsel isteği arttırdığını belirten uzmanlar, P vitamini ile damarları yumuşatıp kanamayı önlediğini, K vitamini ile de kanın pıhtılaşma kabiliyetini arttırarak kanamaları durdurduğunu bildiriliyor.
Patlıcan
Uzmanlar, patlıcanın, A vitamini, fosfor ve kendine has bazı esanslara sahip olduğunu, bunlarla sinirleri teskin ettiğini ve kalp çarpıntısını giderdiğini vurguluyor. Patlıcanın pankreas, karaciğer ve böbrekleri kuvvetlendirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki fazla suyu dışarı boşalttığını ve kilo verdirdiğini bilinmektedir. Şeker hastalarının, patlıcan salatasından çok fayda gördüğünü, kansızlığa iyi geldiğini, kanı arttırdığını ve kalbe sükunet verdiğini ifade ediyor. Patlıcan, en sağlıklı olarak kül veya ocakta pişirilip kabukları soyulmalı ve ince kıyılmalıdır.
Lahana
Bol miktarda B, C ve E vitamini ve potasyum içeren lahananın, şeker ve romatizma hastaları için de çok faydalı olduğunu belirtilmektedir. Bol arsenik, kükürt ve vitaminleri ile kanı temizleyip cildi güzelleştirdiğini, bol idrar söktürdüğünü, vücuttaki suyu ve zehirli maddeleri idrarla dışarı attığını bildiriyor. Uzmanlar, lahananın kansızlığı giderdiğini ve kansere karşı etkili olduğunu da kaydediyor.
Sadece lahana çeşitlerinde bulunan U vitamininin, mide ve bağırsakların iç yüzeyini koruduğunu, oralardaki yaraların iyileşmesini sağladığını da biliyoruz. Bu sebzenin, yaşlanmayı önleyici ve kalp krizine karşı koruyan bir mineral kabul edilen selenyumun kaynağı olduğunu hatırlatıyor. Uzmanlar, selenyumun ayrıca, sağlıklı görünüşlü bir cilt verdiğini ve erkeğin cinsel gücünü arttırdığını da belirtiyor.
Karnabahar
Fosfat ve potasyum ihtiva eden ve içeriğinde, kadınları göğüs kanserine karşı koruyan indol-3 karbonal bulunan karnabaharın, lahanadaki besin değerinin çoğuna sahip olduğu bilinmektedir. Karnabahar çiçek olduğu için, bol bol fosfor ve vitaminleri, cinsiyet hormonu, bol E vitamini ve protein içerir. Bu maddeleri ile cinsel gücü arttırır, buna bağlı olarak kalp rahatsızlıklarını da giderir. Sinirleri ve beyni iyi çalıştırır, onların yıpranmasını önlediği de bilinmektedir.
Brokoli
Brokolide, havuçdakinden daha fazla beta karoten bulunduğunu söyleyerek, bu sebeple yenilebilecek, suyu içilebilecek en iyi besinlerden olduğunu kaydediyor. Beta karotenin, güçlü bir kanser savaşçısı olmakla birlikte, yemek borusu, mide, bağırsak kanserleri tehlikesini azaltmaktadır.
Brokolinin ayrıca, B1 ve C vitamini ile dolu olduğunun altını çizmemiz gerekiyor, yüksek miktarda kalsiyum, kükürt, potasyum ve selenyum maddeleri içerdiğini bilmeliyiz. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokolinin vitamin deposu olduğunu unutmamakla birlikte, suyunun havuç veya elma suyu ile karıştırılarak içilmesinin de faydalı olduğunu bildirmekte fayda vardır.
Pırasa
Pırasanın bol vitaminleri, mineralleri ve çeşitli nitritleri ile çok şifa verici özelliği bulunduğunu, mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları, damar sertliği için faydalı olduğunu bilmeliyiz.
Pırasa yemeğinin, bağırsaklara yumuşaklık verip pekliği giderdiğini, hemoroidi olanlara da ferahlık sağladığını belirtmekte fayda var. Pırasa çorbasının, böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş üre asidi ve ürat tuzlarını dışarı attığını da unutmamak gerekir..
Enginar
Karaciğer ve kalbin en iyi dostu olan enginarın kanı temizlediğini ve yorgunluğu giderdiği bilinmektedir, diğer zehirli maddeleri ve yorgunluk maddelerini idrarla dışarı atarak vücuda dinçlik verip dinlendirdiği. Enginarın, beyin yorgunluğunu çabucak geçirdiğini, kalp adalelerini kuvvetlendirdiğini, onu rahatsız eden üre ve kolesterolü düşürerek kalbin rahat çalışmasını sağladığı, şeker hastaları için de çok faydalı olduğu, mide ve bağırsakları dezenfekte ederek ishalleri durdurduğunu unutmamalıyız.
Kereviz
Kerevizin yaprak ve saplarının, bol vitaminleri ve çeşitli madeni maddeleriyle çok faydalı olduğu, mideyi kuvvetlendirdiğini ve iştah açtığını bildiriyor. Kerevizin, iç salgı bezlerini ve özellikle vücutta çok çeşitli vazifesi olan böbrek üstü bezlerini çalıştırdığını, sinir yorgunluğunu da önlediğini ifade ediliyor. Kanı pisliklerinden temizlediğini ve sivilcelerin geçmesine, yüzün pembe bir hal almasına yaradığını vurgulanmaktadır, kerevizin diğer faydalarını şöyle sıralayabiliriz: Karaciğerin şişliğini giderip onu yorgunluk maddelerinden temizliyor. Sarılığı gideriyor, böbrekleri çalıştırıyor, fazla suyu dışarı atıyor. Böbreklerden kumu, taşı döküyor. Şişmanları zayıflatıyor ve cinsel faaliyeti çok arttırıyor.
Semizotu
Semizotunun, kanama hastalıklarında ve peklikte çok faydalı olduğu, kanı temizlediğini, bol idrar söktürdüğü, kanı üre ve benzeri pisliklerinden temizlediği, sinir krizleri ve beyin yorgunluğunu geçirdiğini, böbrekteki kum ve taşı döktüğünü bilinmektedir.
Semizotunun, şeker hastalarının susuzluğunu azalttığını, şişmanlara kilo verdirdiğini belirtilirken, semizotu, yeşil salata olarak yenirse faydasının fazla olduğunu bilmekteyiz.
Patates
Mutfağın baş köşesinde yer alan patatesin besleyici maddelerinin çoğunluğunun, kabuğunun hemen altında veya yakınında olduğunu belirtilmek gerekir, bu sebeple patatesin, kül veya buharda pişirildikten sonra soyulması gerektiğini vurgulamakta fayda var.
Patatesin mutlaka salata veya soğanla yenilmesi gerektiğini ifade etmek gerekirse, patates, yağda kızarmış olarak yenmezse kilo aldırmadığını, şişmanlar ve şeker hastaları için iyi bir gıda olduğunu bildiriyor. Şeker hastalarının, ekmek yerine bol patates yiyebileceğini söylenmektedir, ancak potasyumun zayi olmaması için, patateslerin külde veya çift tabanlı tencerede pişirilmesi gerektiğini bilmeniz de de fayda var..
Patatesin yaklaşık %20 si karbonhidrat ve kalori değeri oldukça düşük. Bol B vitaminleri, C vitamini, protein, kalsiyum, demir ve fazla miktarda potasyum içeriyor. Orta boy bir patates, günlük C vitamini miktarının 1/3 ünü temin ediyor. Sindirimi kolaylaştırıyor. Bağırsakları, böbrekleri ve kanı temizliyor, kabızlığı önlüyor. Kansere karşı koruyor ve yorgunluğa karşı birebir.
Domates
Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile tıbbi değeri çok yüksek bir sebze olan domatesin, vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum verdiğini , bir domatesteki C vitamininin, tavsiye edilen günlük miktarın %50 sinden fazla olduğunu bilmekteyiz.
Domatesin damarları yumuşattığını, kanı durulttuğunu, üre miktarını düşürdüğünü, vücudu gençleştirdiğini, kalp, karaciğer, böbrek bozuklukları ve şeker hastaları için çok faydalı olduğunu biliyoruz.
Domatesin, böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğünü, vücutta biriken üre asidi ve ürat tuzlarını eriterek idrarla dışarı attığını, vücutta biriken suyu boşalttığını bilmeliyiz. Kansere tutulmamak için domatesin iyi bir sebze olduğunu bilip sürekli tüketmemiz sağlığımız için çok faydalı olacaktır..
Domatesin C ve E vitaminleri içerdiğini, zengin bir potasyum kaynağı olduğunu ve çok az miktarda tuz bulunduğunu , yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğunu ve vücudun su tutmasını engellediğini bilmeliyiz. Domatesin hazmı kolaylaştırdığını, özellikle nişastalı yiyeceklerin (hamur işleri, kuru erzak) yanında tüketildiğinde kolay sindirilmesini sağladığını da bilmeliyiz, kabuk ve çekirdekleriyle bağırsakları harekete geçirdiğini ve pekliği giderdiği de önemli bir bilgidir.
Soğan
Soğanda bol miktarda A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot, silis, kükürt gibi vücuda çok faydalı maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım arttırıcı fermentler bulunduğu, kalp ve prostat bozukluğu, pankreas tembelliği (şeker hastaları), sinir zafiyeti, romatizma, cilt hastalıkları, cinsel iktidarsızlık, mide zayıflığı gibi hastalıklarda çok fayda verdiğini, bol idrar söktürdüğünü ve vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı attığını bilmeliyiz. Soğanın, vücuttaki fazla tuzu da dışarı attığını, pankreası çalıştırarak insülin ifrazatını arttırdığını ve kanda şeker seviyesini düşürdüğünü bilmekte fayda var.
Soğanın, karaciğeri ve bağırsakları dezenfekte edip zehirlerini temizlediğini ve gıdaların orada vücudu zehirlemesini önlediğini, bağırsak kurtlarını döktüğünü bilmeli ve uygulamalıyız.
Ağızda soğan kokusunu gidermek için yemekten sonra biraz ekmek kabuğu veya maydanoz çiğnenmesinin yeterli olduğunu da bilmek günlük hayatımızda kolaylık sağlayacaktır. Soğanın patateslerden ayrı, kuru, soğuk bir yere kaldırılması gerektiğini, çünkü soğan ve patatesin birbirini etkilediğini ve soğanın, patateslerden salınan nemle yumuşadığını hatırlatmakta fayda var.
Sarımsak
Sarımsağın tansiyon düşürdüğü, kan pıhtılaşmasını azalttığı, kötü LDL kolesterolünü düşürdüğü, bazı mide kanserlerini önlediği, bağışıklık sistemini güçlendirdiğinin ispatlandığını söylenmektedir, sarımsaktaki "allicin" denilen bir maddenin, sadece kendi özgü kokusunu vermekte kalmadığını, ayrıca bakteri gelişimini önlediğini, vücuttaki mantarı ve maya oluşumunu tahrip ettiği belirtilmektedir.
Sarımsakta 2 kuvvetli antibiyotik, çok tesirli esanslar, bol iyot ve kükürt bulunduğunu ve insan sağlığında çok değerli vazife gördüğünü belirterek, "Damar sertliğini giderir, kanı durultur, kalbi kuvvetlendirir, bronşları dezenfekte eder, cilt hastalıklarını giderir ve kansere karşı korur".
Sarımsaklı yoğurdun, zehirlenmelere karşı insanı koruduğunu ve sarımsağın en ince damarları dahi temizleyerek oralara kan gitmesini sağladığını bildiriyor. Sarımsağın, bütün salgı bezlerini çalıştırmak ve vücudu zehirlerinden temizlemek suretiyle, genç ve dinç olmayı, uzun yaşamayı sağladığı belirtiliyor.
Havuç
Havucun, kan yapıcı, kuvvetlendirici, ishal kesici, peklik giderici, mide ve bağırsağın yakın dostu, safra akıtıcı, karaciğeri kuvvetlendirici ve yeri doldurulamayan bir sebze olduğunu söyleniyor. Kansızlık halinde, sabah-öğle-akşam taze çıkarılmış 1 çay bardağı havuç suyu içilmesi, suyu çıkarılamazsa ince rendelenmesi ve iyice çiğnenerek yenilmesi öneriliyor.
Mide ve bağırsak kanamalarında da havuç suyunun çok faydalı olduğunu bilinmektedir, havucun, özel şekeri, A vitamini ve bol vitaminleri ile karaciğeri kuvvetlendirdiğini, ona rahatsızlığında kendi kendini tamir imkanı verdiğini, vücuttaki üre asidi, ürat tuzları, benzeri yorgunluk maddelerini, diğer zehirleri idrarla dışarı attığını vurguluyor.
Havucun, bol A vitamini ile cilde temizlik ve pembelik verdiğini ve gözlerin sıhhatli kalmasını sağladığını belirtilmektedir, kalp rahatsızlığı ve damar sertliği olanlara havucun çok fayda verdiğini, her gün yenen bir havucun da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indirdiğini bildiriyor.
Havuçtaki beta-karotenin de gözleri, yaşlılığın getirdiği görme zayıflığından koruduğunu ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği, havuçların çiğ veya pişmiş olarak yenilirken asla soyulmaması gerektiği, sadece temiz yıkamanın kafi olduğu bildiriliyor.
Salatalık
Salatalığın kanı temizlediğini, karaciğeri ve böbrekleri çalıştırarak bol idrar söktürdüğü, idrarla birlikte vücuttaki üre asidi ve ürat tuzlarını eritip dışarı attığı biliniyor. Salatalığın, içeriğindeki bol kükürdü ile kanı temizlediğini, ciltteki ter bezlerini çalıştırdığı, bol vitamin ve madeni madde verdiğini, böylece cildin taze ve pürüzsüz olmasına yardımcı olduğunu da unutmamak lazım.
Salatalığın kendisi veya suyunun, cildi bir tonik kadar temizlediğini bilmekle birlikte, et yemeklerinin verdiği susuzluğu kestiğini bilmekte fayda var. Salatalığın, sıcak bir havada iç ısısının dış ısıdan 20 derece daha düşük olduğu ve bu sebeple serinletici olarak yenildiği bildini.
Turp
Çeşitli esansları, bol C vitamini, iyot ve kükürdüyle turpun, karaciğeri mide çalıştırdığı, böbreklerdeki kum ve taşı döktüğü, bronşlara çok iyi tesir ettiği, dalak şişliğini giderdiği ve cildi güzelleştirdiği biliniyor. Turpun bağırsakları dezenfekte edip pekliği giderdiğini, akşam yenilen turp veya içilen bir bardak turp suyunun çok iyi uyku verdiği de biliniyor.
Maydanoz
Maydanoz, dünyadaki en besleyici yiyeceklerden birisi ve bir demir deposu durumunda. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum, kükürt ve A vitamini bulunuyor. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılıyor. Böbrekleri, karaciğeri ve idrar yollarını temizlemeye yardım ediyor. Kan şekerini normal seviyede tutuyor ve kansere karşı da koruyucu.
Marul
Bol miktarda çeşitli mineralleri içeren marulun, sinirleri teskin edip iyi uyku verdiğini ve erkeklerde cinsel arzuyu frenlediği, yemekten önce salata şeklinde yenen marulun, şeker hastalarının kandaki şeker seviyesini düşürdüğünü bildiriyor. Marulun bol idrar söktürdüğünü ve kanı pisliklerden temizlediği, karaciğer ve dalak şişliğini, sarılığı giderdiğini, kadınlarda adet dönemlerinin, zamanında ve ağrısız olmasını sağladığı bildiriliyor. Marul suyu, yüze sürülürse ergenlik sivilcelerini giderdiğini, oralara tazelik ve pembelik verdiğini kaydediyor.
Roka
Çeşitli esansları, P ve K vitaminleri, çok faydalı mineralleri içeren rokanın, karaciğerin dostu, mideyi kuvvetlendirici, kansızlığı gideren, cinsel gücü çok arttıran bir yeşillik olduğu ifade ediliyor. Yeşil salata şeklinde yenen rokanın, tadı ve asitleri ile mideyi çalıştırdığını, hazmı arttırdığını, iştahı açtığını, böbrekleri çalıştırdığını, idrar söktürdüğünü ve karında toplanan suyu boşalttığını bildiriyor.
Tere
Terenin, çiğ salatalara lezzet ve canlılık kattığını, ayrıca değerli bir sebze suyu olduğunu vurgulayan uzmanlar, çeşitli vitaminler ve özellikle C vitamini, bazı faydalı esanslar ve mineralleri ile çok tesirli ve faydalı olduğunu belirtiyor. Terenin, karaciğer, böbrek ve bronşları çalıştırdığını, gribi geçirdiğini, kanda şekeri düşürdüğünü, kansızlığı giderdiğini, acı tadı ve diğer maddeleriyle mideyi çalıştırıp hazmı arttırdığını, iştahsızlık çekenlere çok fayda verdiğini, bol demiri ile kanı tazelediğini, kansere karşı koruduğunu, bağırsaklardaki çeşitli solucanları döktüğünü kaydediyor.
Terenin sinirleri dinlendirdiğini ve cinsel isteği arttırdığını belirterek, çiğ olarak, az miktarlarda yenilmesi tavsiye ediliyor.